Başlığın tamamı şöyle olacak aslında; bunca yıldır Malta’da yaşıyor olmama rağmen neden hala vatandaşı değilim? Bu soru bana hem arkadaşlarım hem de blogu okuyanlar tarafından o kadar çok soruldu ki, kendi başına bir başlığı hak ettiğini düşünüp yazmaya karar verdim.
Öncelikle “bunca yıl” kısmına bir açıklık getirelim. Ben 2011 yılından beri burada yaşıyorum, yani 9 yıl bitti 10. yılın içine girdim. Peki ben neden hala Malta vatandaşı olmadım? Bu sorunun cevabı çok basit aslında; vatandaş yapmıyorlar arkadaşlar, ben ne yapayım? : (
Anladığım kadarıyla Malta ufak tefek yer olduğu için bazı kişiler tarafından Avrupa’nın arka bahçesi, unutulmuş kısmı olarak düşünülüyor ama işin asli öyle değil. Ülke küçük olduğu için diğer Avrupa ülkelerinde görece daha kolay olan şeyler (oturma izni almak, pasaporta başvurmak vs.) burada çok daha zor. Şöyle düşünün, adamların yüz ölçümü zaten avuç içi kadar, boylarından fazla göç alıp bunların hepsine birden istihdam da sağlıyorlar, “üstüne bir de beleşten pasaportunumuzu mu verelim?” diyorlar ve vermiyorlar.
Aslında veriyorlar ama bedavaya değil… Satıyorlar.
Şöyle ki, bundan bir kaç yıl evvel Malta’nın o zamanki başbakanı Joseph Muscat ve ekibi pasaportu satma fikrini ortaya attığında bütün ülke ayağa kalkmış, bizim milliyetimiz satılık değil demişti ama kazandıkları paranın sıcaklığından olsa gerek bi süre sonra bu konu artık konuşulmaz oldu ve 2014 yılı itibariyle pasaportlarını satmaya başladılar.
2020 ortaları itibariyle yaklaşık 1800 kişiye pasaport satıp 800 milyon Euro kadar gelir sağlamışlar. “Vay anam Serhat neler dönmüş yaaa” dediğinizi duyar gibiyim ama daha bitmedi. Bu 1800 kişinin içinde bir sürü de Türk olduğunu biliyor muydunuz? Bence biliyordunuz, bir kaç yıl evvel gazetelere de çıkmıştı ama şimdi bir de ben hatırlatayım; Sabancı ailesi üyelerinden, Hacı Ömer Sabancı’nın torunları Suzan Sabancı ve Çiğdem Sabancı bu pasaportu alan milyonerler arasında.
Aslında Malta dışında pasaportunu satan iki Avrupa ülkesi daha var; Bulgaristan ve Kıbrıs (Kıbrıs’ın elinde patladı diye biliyorum gerçi). Peki bu iki ülkenin pasaportu Malta’nınkine göre daha ucuz olmasına rağmen insanlar neden Malta’yı tercih ediyorlar? Çünkü itibar… Boyuna bakmayın siz aslında Malta’nın itibarı hem pasaportu hem de sağladığı lisanslar (gaming vs.) gayet yüksek. İtibarı sebebiyle ve sağladığı vergi indirimleri dolayısıyla çok fazla yatırım alıyor ve iyi yatırım aldıkça da itibarı artıyor ama şu an konumuz bu değil…
Peki milyonlarca Euro’su olmayan biz fakirler bu pasaportu alabiliyor muyuz? Kağıt üzerinde yazana göre bi süre kesintisiz Malta’da yaşadıktan sonra ve/veya Malta’lı biriyle evlendikten sonra (eşcinsel evlilik dahil) alınabiliyor gibi görünüyor fakat ben evlilik sebebiyle alabilen bir kaç kişiyi tanıyor olsam da, sadece burada yaşadığı için bu pasaportu alan birisiyle henüz tanışmadım. Çok yakın bir arkadaşım burada yaşadığının 10. yılını doldurur doldurmaz verirler heralde umuduyla başvurdu ama başvuru sebep bile verilmeden geri çevrildi. Neden diye sormasına izin bile vermediler. Ha bu demek değil ki tekrar başvuramaz, başvurabilir ama onun başvurma hakkı olduğu gibi Malta’nın da başvuruyu sebepsiz geri çevirme hakkı var.
Şimdi ben pasaportu al(a)madım için üzülüp herhangi bir aksiyon olmadan öylece oturuyor muyum? Tabii ki hayır… Pasaporta alternatif olarak yıllardır peşinden koştuğum süresiz (long-term) oturma izni serüvenimi bir sonraki yazıda uzun uzun anlatacağım. Stay tuned!