Gectigimiz hafta arkadas grubumuzdan 3 kisi geleneksel Cumartesi aksam yemegi etkinliklerimiz icin bizi ekince geriye 4 kisi kaldik. Her zaman gittigimiz yerler olan Sliema ya da St. Julians’daki restaurantlar yerine, farkli alternatifler aramaya basladik. Kistaslarimiz, daha once hic gitmemis olmamiz ve cep yakmayan bir yer olmasiydi zira hicbirimiz bu hafta kisi basi 30-40 Euro odemek istemiyorduk.
Aramizdan birisi Marsaxlokk’daki Ristorante dell’ Arte isimli, kilisenin hemen karsisindaki Italyan restaurantini tavsiye etti. Hem daha once hic gitmedigimiz bir yer oldugu hem de cep yakmayan bir menuye sahip olmasindan dolayi fikri sevip dustuk Marsaxlokk yollarina.
Sahil kenarina vardigimizda gokyuzu pembe/sari bir renk alarak hepimize surpriz yapti. Hepi topu 5 dakikalik mesafeye park etmis olmamiza ragmen 15 dakikalik fotograf cekme molasi verip oyle girdik mekana.
Ristorante dell’ Arte salas bir Italyan restaurant’i olsa da, sahil kenarindaki diger restaurantlarla rekabet edebilmek icin giris kapisinin sol tarafindaki camdan dolabin icine taze baliklari da siralamislar ki isteyen istedigini secip pisirilmek uzere direk mutfaga goturulebilsin.
Iceri girdigimizde bizi “Salve!” (Italyanca merhaba) diyerek karsiladilar. O an anladim, calisanlar Maltaca ya da Ingilizce bilmiyordu. Belli ki Maltalilarin %80’i Italyanca konustugu ve buralara Italya’dan cok fazla turist geldigi icin baska bir dil ogrenme geregi duymamislar. Bizim grupta Italyanca bilmeyen (ya da yeni yeni ogrenmeye calisan : ) ) ben ve Tayvan’li baska bi arkadas daha vardi, bizim siparislerimizi de Italyanca bilen diger arkadaslar araciligiyla aldilar.
Hazir dil bariyerinden bahsediyorken yemeklerimizi siparis ederken ogrendigim ilginc bir detayi da sizlerle paylasmak istiyorum. 50’li yaslarindaki garsonlardan birisi Maltaca bir kac kelime soyleyerek yanimiza gelince ben kendisinin Maltali oldugunu dusundum ama Maltali olan arkadaslar kendisiyle Italyanca konusmaya devam etti. “Neden Italyanca konusuyorsunuz, o size Maltaca cevap veriyor?” dedim. “Bir kac kelima Maltaca ogrenmis heralde o yuzden Italyanca cevap verdik.” dediler. Ayni garson bir kac dakika sonra yeniden yanimiza gelip bu sefer tamamen Maltaca konusunca “bak ben size demistim” dedim ama isin asli farkliymis. 33 yildir Malta’da yasan Sicilyali bu abi Maltacayi oyle bir ogrenmis ki, artik Italyanca konusmaya hic ama hic ihtiyac duymuyormus. Oyle ki, Malta’da dogan 6-7 yaslarindaki kizi tek kelime Italyanca bilmediginden onunla da Maltaca konusmak zorunda kaliyormus. Maltalilarin buyuk cogunlugunun Italyanca konusmasina aliskinim ama Maltaca bilen bir Italyan’la ilk kez karsilastigim icin bana ilginc gelen bu detayi sizlerle de paylasmak istedim.
Simdi gelelim yemeklere.
Menude ne ararsaniz var. Hamburger’den izgara ete, makarna’dan pizza’ya, tavuk’tan salataya her sey. Biz baslangic olarak bolognese makarna, ana yemek olarak da tavuk, balik ve hamburger gibi farkli farkli seyler siparis ettik. Her ne kadar ben hamburgerimden %100 memnun olmasam da, balik ve tavuk yiyen arkadaslar kendi tabaklarini cok begendiler.
Servis gayet hizli ve calisanlar cok guleryuzluydu. Gunun sonunda iceceklerimiz dahil kisi basi 20 Euro odeyip mekani terk ettik. Yediklerimizi eritecek bir aktiviteye ihtiyacimiz oldugu icin de sahil kenarinda bir tur yuruyup, balikcilarin yolunu gozleyen kedileri sevip evimize dogru yola ciktik.
Siz de cep yakmayan, salas ve hemen hemen her seyi bulabileceginiz bir restaurant istiyorsaniz ve adanin kuzeyinde kaliyorsaniz Ristorante dell’ Arte’de bir aksam yemegi yemenizi tavsiye ederim.
Afiyet olsun! : )