Bir onceki yazida Baskent Valletta’dan bahsetmisken yeni yazida eski baskent Mdina’dan bahsetmemek olmazdi degil mi?
Valletta 1571 yilinda baskent ilan edilene kadar, adanin deniz seviyesinden en yuksek noktasina kurulu olan Mdina baskentlik yapmis Malta’ya. Italyanca Città Vecchia (Eski Sehir) olarak da bilinen Mdina’nin bir diger adi Sessiz Sehir anlamina gelen Silent City.
Ayni Valletta gibi Mdina da cok yuksek surlarla cevrelenmistir ve savas sirasinda korunakli olmasi icin butun onlemler alinmistir. Ornegin yollarinin filmlerdeki gibi cok dar – labirent seklinde olmasi, olasi isgal sirasinda dusmanin aklini karistirmak amacliymis. Mimarisi hicbir sekilde degistirilmedigi icin sehrin kapisindan girer girmez binlerce yillik tarihi olan bir sehre geldiginizi anliyorsunuz.
Hali hazirda Mdina’nin nufusu yaklasik 300 ve buyuk cogunlugu varlikli ailelerden olusuyor. Sehre, orada yasayanlar haricinde motorlu tasitla girmek yasak. Ya yuruyerek gezebiliyorsunuz ya da faytonla.
Mdina’nin tam ortasinda Malta’lilar icin onemli kiliselerden birisi olan St. Paul’s katedrali bulunur. Gunun her saati acik olmadigi icin iceri icine giremeyebilirsiniz belki ama sansliysaniz, dugun ya da vaftiz ayinlerine bile denk gelebilirsiniz.
The Xara Palace Mdina’da bulunan tek oteldir ve diger otellere kiyasla oldukca pahalidir.
Ayrica Mdina cam isciligiyle de meshurdur ve sehre girer girmez sol tarafta gorebileceginiz Mdina Glass isimli magazadan alisveris yapabailirsiniz.
1883 – 1931 yillari arasinda Valletta – Mdina arasinda demiryolu ile ulasim mumkunmus fakat bugun maalesef iki sehri birbirine baglayan tek toplu ulasim araci otobus. Valletta’dan Mdina’ya otobusle yaklasik 30-35 dakikada ulasabilirsiniz.
Malta’ya gelirseniz muhakkak ziyaret etmeniz gereken yerlerden birisi Mdina. Gelmisken Fontanella Café’de kahve ve kek molasi vermeyi de unutmayin!
Bu arada Mdina “imdina” seklinde telaffuz ediliyor
Iyi eglenceler. : )