Malta’ya gelindigi zaman muhakkak ziyaret edilmesi gereken yerlerin basinda baskent Valletta geliyor. Hem adanin baskenti oldugu icin hem de Avrupa’nin ilk “onceden planlanip sonra insa edilen” sehri oldugu icin bir cok ilginc detay var burada.
Sehir, savas sirasinda korunakli olmasi icin cok yuksek duvarlarla cepecevre kaplanmis. Duvar dediysem akliniza tugladan orulmus siradan duvarlar gelmesin, daha once “Sciberras Hill” adindaki tepenin (kayaligin) kesilip/oyulup taslarla kaplanmasiyla olusturulmus cok saglam duvarlar bunlar.
*Valletta’nin Sliema’dan gorunusu.
Valletta, adanin merkez dogu kisminda bulunuyor ve dunyanin en onemli dogal derinlikteki limanlarindan birine (Grand Harbour) ev sahipligi yapiyor. Republic Street’ten Jean de Valletta meydanina dogru yurudugunuz zaman bi 5 dakika icerisinde Upper Barrakka isimli adanin en iyi manzarasina sahip parki bulup bahsettigim limani oradan doya doya izleyebilirsiniz.
* Upper Barrakka’dan buyuk liman manzarasi
Buyuk otobus terminali Valletta’da oldugundan adanin herhangi bir yerinden Valletta’ya otobus bulmak cok kolay. Her ne kadar daha once buradaki toplu ulasimin icler acisi halde oldugunu soylemis olsam da, ayni sey Valletta icin gecerli degil. Tilki misali her otobus donup dolasip buraya gelecegi icin, durakta ya da otobusun uzerinde Valletta yazisini gordugunuz an cekinmeden binebilirsiniz o otobuse.
Dedigim gibi buyuk terminal burada, o yuzden ineceginiz yer en son durak olacak. Otobusten inip kalabaligin oldugu yere dogru gittiginizde Maltalilarin “City Gate” (sehir kapisi) diye adlandirdigi yere varmis olacaksiniz.
Su an herhangi bir kapi olmamasina ragmen neden “City Gate” dediklerini birazcik geriye gidince anliyoruz ki, bundan 4-5 sene oncesine kadar Valletta’nin girisinde gercekten bir kapi varmis fakat o zamanin hukumeti restorasyon adi altinda bu kapiyi yikip sehrin girisini sagdaki yeni haline getirmis. (Bu City Gate’in tarihi basli basina bi yazi sebebi aslinda)
City Gate kismini gectiginiz zaman goreceginiz uzun caddenin ismi yukarida da bahsettigim gibi “Republic Street”. Burasi sehrin ana damari ve buradan saga sola labirent seklinde sokaklar cikiyor.
“Onceden planlanip sonradan insa edilen” derken saka yapmiyordum, Valletta gercekten daha once kagit uzerinde cizilip/planlanip sonradan insa edilmis. Haritadan bakarsaniz goreceksiniz, tipki bir bilgisayar oyunundaki gibi muazzam gorunuyor yollar. “Elle cizilmis gibi” deyimi bu sehir icin deyimden ote yani, gercekten elle cizilmis. : )
Sehirde irili ufakli bir suru kilise var fakat en onemlisi Sliema’dan bile gorunen kubbesiyle St John’s katedrali.
Bunun disinda restaurant, pizzería, dondurmaci, kahveci gibi onlarca mekani yine Republic Street uzerinde bulabilirsiniz.
Gelip gezecek olanlara simdiden iyi eglenceler!